Bu hafta ne izlesek diyenlere: 11 yeni film vizyona girdi

Vizyona giren filmlerin 5’i yerli, 6’sı yabancı

Türkiye’deki sinema salonlarında bu hafta 5’i yerli, 11 film vizyona girdi.

İşte izleyicilerin karşısına çıkacak olan o filmler :

“Direniş Karatay”

Rüyası devlet kurmak olanlar, devletleri yıkıldığında yeni bir rüya görürler. 1243… Selçuklu Devleti için fetret devrinin başladığı yıl. Doğudan yola çıkıp Asya’yı işgal eden Moğollar, Büyük Han’ın karşısındaki son güçlü Sultan’ı yok etmek için Anadolu’ya sefer kararı alırlar. Sivas-Kösedağ’da devrin iki güçlü ordusu Selçuklular ve Moğollar karşı karşıya gelirler. Selçuklu başkenti Konya’da Sultansız kalmış bir milletin kaderi tartışılmaktadır: ya Büyük Han’a biat edilecek ve Türk boylarının bağımsızlığı sona erecektir ya da gizli bir direniş ateşi yakılıp yeni bir devlet kurulacaktır. Beylerin ve emirlerin çoğu Büyük Han hizmetine girmek için can atarken boyun eğmeyen bir Emir, Ahi Teşkilatını arkasına alıp tarihi değiştirecek bir karar alır. Emir Celaleddin Karatay, Büyük Han’la onun hiç tahmin etmeyeceği bir metotla mücadele edecektir. 

 

“Gringo”

Yumuşak huylu iş adamı Harold Soyinka için işler pek iyi gitmemektedir. Kimi olaylar sonucunda Harold kendini, sırttan bıçaklayan meslektaşlarının, yerel uyuşturucu baronlarının ve yozlaşmış paralı askerlerin insafına kalmış halde bulur. Kanuna saygılı bir vatandaşken aranan bir suçluya dönüşen Harold, giderek daha tehlikeli hale gelen durumunun içinde hayatta kalmaya çalışmak zorundadır.

 

“Mahalle” 

Kendi kanunlarını kendi yazan bir mahallede yaşayan üç arkadaşın yeni taşınan, gizemli bir yabancı ile birden değişen hayatlarının anlatıldığı film, ön yargıların birçok hayatı nerelere sürüklediğine dikkat çekiliyor.

“Pervane” 

11 yaşındaki Parvana ailesiyle birlikte Afganistan Kabil’de savaştan zarar görmüş küçük bir apartman dairesinde yaşamaktadır. Parvana Taliban’ın sıkı kuralları altında, babasının para kazanmak için pazar yerinde insanların mektuplarını yazdığı ve okuduğu hikayeleri dinleyerek büyür. Bir gün babası tutuklanır ve Parvana’nın hayatı sonsuza dek değişir. Kadınların erkekler olmadan evlerinden çıkmalarına izin verilmediği bu zamanda ailesinde para kazanacak ve yiyecek alışverişi yapacak hiç kimse kalmaz. Parvana ailesine yardım edebilmek için saçlarını kestirmeye ve erkek kılığına bürünmeye karar verir. Başörtüsü olmadığı için zaten tehlike altında olan Parvana babasını kurtarmanın yolunu bulmayı kafasına koymuştur. Pervane filmi kadınların baskı karşısında güçlenmelerini ve hayallerini anlatan, Afganistan’ın tarihini ve güzelliğini görebileceğimiz mükemmel bir hikayeyi anlatıyor.

 

“Ziyaretçiler : Gece Avı”

Bir aile, bir grup akrabayla birlikte kalacakları mobil ev alanına geldiklerinde şaşkınlığa uğrarlar. Bu ıssız yerleşim alanında kimse yoktur ve herkes gizemli bir şekilde götürülmüş gibidir. Bilmedikleri şey ise karanlıkta gizlenmekte olan üç maskeli psikopatın onların her hareketini izlediğidir. Bu tehlikeli üçlü, ailenin hayatta kalmak için neleri göze alabileceğini test etmek için her yolu deneyecektir.

 

“Vicdan Ağacı”

Olgun Özdemir’in yönettiği Vicdan Ağacı, Kuşadası’nda yaşayan Menderes ve bakıma muhtaç ağabeyi Adnan’ın hikâyesini anlatıyor. Menderes yatalak ağabeyi Adnan’la Kuşadası’nın Kirazlı köyünde birlikte yaşamaktadır. Kendini ağabeyinin bakımına adayan Menderes’e, köyün sinsi emlakçısı Reşit tarafından oturdukları evi, araziyi satması ve ağabeyini bir huzurevine yerleştirmesi düşüncesi aşılanmaya çalışılır. Ağabey Adnan bunu öğrenir ve iki kardeşin geçmişle yüzleşmesi başlar.

 

“Locman”

Makinistlikten depo şefliğine terfi ile tayini çıkan Uğur ve ailesinin yerleşme macerasını konu alan film, 12 Eylül öncesinin çalkantılı günlerinde Divriği’de geçiyor. Eşi Handan ve çocuklarının yeni ortamlarına uyum sağlamaları için çaba sarf eden Uğur ve demiryolcu dostlarının öyküsü, ön yargı ve korkuların, birlik ve güven duygusu karşısında çözülmesine odaklanıyor.

 

“Phantom Thread”

Savaştan sonra 1950’lerin büyüleyici Londra’sında, ünlü terzi Reynolds Woodcock (Daniel Day-Lewis) ve kız kardeşi Cyril (Lesley Manville) Woodcock Ailesi’nin belirgin tarzıyla kraliyet ailesinden film yıldızlarına ve mirasçılardan sosyete kadar ülkenin önde gelenlerini giydirerek İngiliz modasının merkezinde yer almaktadırlar. Kadınlar, müzmin bir bekar olan Woodcock’un hayatından ilham ve dostlukla geçmeye devam ederken Woodcock’un yolu kısa bir zaman içerisinde esin perisi olarak hayatının bütünleyici parçası ve sevgilisi olacak genç ve güçlü bir kadın olan Alma (Vicky Krieps) ile kesişir. Woodcock’un bir zamanlar kontrollü ve planlı olan özenle dikilmiş hayatı aşkla alt üst olacaktır.

 

“Küçük Kahramanlar” 

Chloe ve annesi tekrar taşınıyorlar! Bahçe cüceleriyle dolu eski bir eve taşınmaya zorlanırlar. Chloe çok yakında bu evin korkunç derecede büyük şeyler sakladığını keşfeder. Okuldan sonra evde yalnızken, Chloe ve Liam adındaki meraklı bir komşu cücelerin gerçekten var olduklarını keşfediyor! Cücelerin, yıllarca gezegeni başka bir dünyadan bir portal aracılığıyla evi istila eden Troggs adındaki tehditkar küçük canavarlardan korudukları ortaya çıkar. Troggs’ları durduracak tek çözüm okuldaki yanlış ellere düştüğünde, Chloe ve Liam, Trogg istilasına karşı savaşmak ve dünyayı kurtarmak için cücelerle oluşturdukları gruplarıyla işbirliği yapmak zorunda kalırlar.

 

“Mekanlar ve Yüzler”

Oscar adayı, Cannes Altın Göz Belgesel Ödülü ve Toronto’da da Halkın Seçimi Ödülü’nü kazanan yapım, son yılların en çok beğenilen yol belgesellerinden biri oldu. 89 yaşındaki usta yönetmen Agnes Varda ve 33 yaşındaki Fransız sokak sanatçısı, fotoğrafçı JR’ın merceğinden, yüzler ve hiç unutulmayan hikayeleri mekanların duvarlarında ölümsüzleşiyor. Fransız Yeni Dalga’sının efsane ismi ve “büyükannesi” usta yönetmen Agnes Varda, özgün ve yaratıcı çalışmalarıyla tanınan ünlü fotoğraf sanatçısı JR’ın fotoğraf atölyesine dönüştürdüğü minibüsüyle Fransa’nın köylerinde keyifli bir geziye çıkar. Gittikleri her yerde insanların farklı hikayeleri ve anıları vardır. İnsanların yüzüne işlemiş olan bu hikayeler ise bu çok farklı ikilinin merceğinde bambaşka bir hale bürünür. Bir gün mekanların yok olacağını bilseler de anıların asla yok olmayacağını bildiklerinden, duvarlara ölümsüz anların fotoğraflarını bastırırlar.

 

“Yalnız Hayaller Kaldı”

Emekli dul matematik öğretmeni Doğan, çocuklarına bakabilmek için elinden geleni yapmaktadır. En büyük kızı Neval, evlendikten sonra Almanya’ya taşınmıştır. Hukuk Fakültesi’nde okuyan kızı Umut, özel üniversitede okuyan hırslı oğlu Orhan ve küçük kızı Demet ile yaşamakta olan Doğan’ın, aynı sitede yaşayan iyi kalpli Aysel’le de bir ilişkisi vardır. Ailenin düzeni, Umut’un elim bir hastalığa yakalanmasıyla bozulur. Umut’un durumu ile başlayan dram, ailenin diğer fertlerinin sorunlarıyla daha da trajik hale gelir. Doğan, bir yandan çocuklarını bir arada tutmak, bir yandan da çektiği acıya direnmek için güçlü durmak zorundadır.

Kaynak: t24.com.tr