Büyük Adana Bölgesi-Karataş/Yazı dizisi 6 – Salime Kaman

Günlerdir yağmur yağıyor. Hava soğuk.

Pazar sabahı, güneş yüzünü gösterdi. Temiz havayı içimize çekip huzura varmak, güneş ışığının denizin üstünde gümüş rengi göz kırpmalarını, seyretmek için Karataş’a gitmeye karar veriyoruz. Sadece yazın gidilmez Karataş’a, dört mevsim de tüm güzelliklerle huzuru yakalayacağınız bir ilçemiz Karataş!

2013 Yılında başlayan arkeolojik kazıları, yapılan çalışmaları da merak ediyorum.

Karataş İlçesi Doğu Akdeniz bölgesinde Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin doğal sınırları içerisinde kurulmuş, Adana merkezine uzaklığı 47 km’dir.

Karataş ilçesinde Magarsus Kalesi, Anfi Tiyatro ve Athena Tapınakları Helenistik döneme ait Magarsus Antik kentinin önemli kalıntılarıdır. Magarsus adıyla anılan eski Karataş, bugünkü şehrin 5 km kadar batısında fenerin bulunduğu bölge üzerindedir.

Magarsus Antik Kenti’nin tarihi MÖ. 5 ila 4. yüzyıllara dayanıyor. Dokuz medeniyet yaşanmıştır bu bölgede. Syennesis Hanedanlığı, Pers İmparatorluğu, Makedonya Krallığı, Seleukos Krallığı, Ptolemaios Krallığı, Roma İmparatorluğu, Abbasi Devleti, Ermeni Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetinde kalmıştır.

Antik Çağ boyunca, Akdeniz’in en önemli ticaret ve askeri limanlarından olan Magarsus Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmalarında elde edilen bilgilere göre, Helenistik dönemde arazinin doğal eğiminden faydalanılarak yerel kireçtaşı bloklar kullanılarak inşa edilen tiyatronun cavea kısmının kazısı büyük oranda tamamlanmış ancak aylardır, ödenek nedeni ile çalışmalara ara verildiği yöre halkı tarafından ifade edilmiştir.

Ortaya çıkarılan, Magarsus Antik Kenti’nin tiyatrosu 150 metre uzunluğunda, 30 metre genişliğinde yaklaşık 3.000 kişilik olduğu tahmin ediliyor.

Tarihi çok eskilere dayanan Karataş, askeri ve ticari yollar üstünde kurulmuş. M.Ö. 1900’lü yıllarda Arvaza ve Huri Krallıklarının, M.Ö. 1530’lu yıllardan sonra da Hitit Krallığı’nın idaresine girmiştir. Prof. Bossert’in Karataş’a yaptığı incelemeler, M.Ö 1000 yılları başlarında Kilikya’nın önemli liman şehri olduğudur. Ortaçağda, Roma ve Abbasiler’in egemenliğinde kalır ve 1517 yılında, Osmanlıların idaresine girer. Karataş içinde, Osmanlılardan kalma 2 han bulunuyor. Çarşı içindekinin kapısı üzerinde, taşa yazılı kitabeden, 1608 yılında inşa edildiği anlaşılıyor. Pazar yerindeki diğer han ise, Menzil Han. 1782 yılında, Mar Ali tarafından yaptırılmıştır.

I.Dünya Savaşından sonra, bir yıl Fransız işgali altında kalmıştır.

Anfi tiyatro dışında, Karataş ilçesinde Magarsus Kalesi, Athena Tapınakları Helenistik döneme ait Magarsus Antik kentinin önemli kalıntılarıdır. Ancak bunlara ait bir çalışma hala yoktur.

Bu gün, toplam nüfusu 32.375 olan Karataş da, bu nüfusun 9.189’u ilçe merkezinde, 2.800’ü Bahçe Beldesinde, 3.563’i Tuzla Beldesinde, 16.823’si ise Köylerde yaşamaktadır. İlçede yazlar sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçer. Akdeniz iklimi hakimdir. Akdeniz’e özgü, kefal, çipura ve levrek balıklarını bulabiliriz.

Çukurova/Kilikya Pedias arkeolojisinin çözülmeyi bekleyen sorunlarından biri de Magarsus ve Mallos antik yerleşimlerinin birbirleriyle olan ilişkisidir. 1950 yılında yaptığı incelemelerle, Prof. Bossert’in Kızıltahta köyünde okuduğu bir yazıta göre, Mallos’un Kızıltahta ile Terkeşen köyü arasında bulunduğu, büyük depremde kaybolan şehrin tarihi eserlerinin Ceyhan Nehrinin batı kıyısında çökeller altında kaldığı tahmin edilmektedir.

Tarihe meraklı olanların ve Akdenizi kucaklamak isteyenlerin mutlaka uğraması gereken yerlerden biridir Karataş.

Salime Kaman

Sanat Eleştirmeni- Ressam