‘Çağdaş Sanat ve Ali Candaş’ – Ayla Seyman / A Plus

Ayla Seyman / Sanat Tarihçisi -Ressam
Ayla Seyman / Sanat Tarihçisi -Ressam

Yıllardır tartışılan bir konu olan çağdaş sanat, modern sanatın sonuna işaret eden bir kavramdır. Çağdaş sanat , modern sanatın aksine üretim yöntemlerine ve akımlara göre incelenmesi güç; çevre ve toplum bilincinin ağır bastığı , ağırlıklı olarak çok kültürlülük gibi konularla ilgilenen sanat türü olarak da değerlendirilmektedir., Çağdaş sanat kavramı genel olarak sanatsal gelişmelerin bütünüyle gözden geçirildiği, tüm alternatiflerin ayrı ayrı değerlendirildiği çok yönlü bileşkenler toplamı olarak da görülebilir.

Kimdir çağdaş sanatçı? Eserlerinin grafiğini izlediğimizde on yıl önce de yirmi yıl önce de aynı konuyu aynı temayı, aynı rengi, çizgiyi kullanan mı …? Yoksa yıllar geçtikçe kendisini sürekli olarak aşmasını bilen sanatçılar mı? Kendi dönem sanatçıları da, kendinden sonraki kuşakları da etkileyen bir ekol oluşturanlar mı?

Çağdaş Türk sanatı veya çağdaş Türk sanatçısı kavramlarını değerlendirmede oldukça güçlük çektiğimin farkındayım zira    20.yy. , sanatsal ifadeyi derinden etkilemiştir. Özne nin aşıldığı, nesnenin egemen olduğu, buna karşılık imgenin öz ve gerçeğin yerini aldığı bir dönemde artık eskisi gibi resim yapmanın mümkün olmayacağını bilmenin, hem de kirlenmiş bir dünya içinde yoğun bir tüketimi, tükenişi ve onlardan kaynaklanan bir küskünlüğü yaşamanın gizemini kaç sanatçı kanıtlamıştır?

Günümüzün   önemli sanatçılarından biri olan Ali CANDAŞ, tarihin yoğunlaştırdığı bir coğrafyanın ve kültürel dokunun içinde yoğurularak kendi yolunu aramıştır. Bu arayış içinde kendisine güvenen , çağdaş olmanın ancak içinde bulunulan anı aşmakla mümkün olduğu bilinciyle yarattığı eserlerini sanat tarihimizin tanıklığına sunmaktadır.

Sanatçı karadenizli olması nedeni ile ilk dönem resimlerinde Karadeniz insanının yaşam kavgasını yansıtırken insan-deniz ilişkisini ciddi bir boyutta işleyerek sanatta yöresellik sorununa dikkat çekmiştir.

Daha sonra, figürün soyut lekelere dönüşmesine ve figürün resmin ana ögesi durumuna gelmesine tanık oluyoruz. Hiçbir ayrıntı belirtilmemiş olmasına karşın kullandığı lekenin dokusu,gölge ve ışığın keskin lekelerle kullanılışı, renklerin birbirine geçişi her resminde figüre ayrı bir kişilik kazandırmak üzere hazırlanmıştır. Kişiler tüketim toplumunun önemli bireyleridir özellikle kadın, tüketim toplumundaki konuma uygun bır kadınlık taşır. Yozlaşmaya, savurganlığa, toplumsal kurallara gizli bir ironi ile değinen sanatçı, sosyal bilinci ile sanatını sosyal durumlara karşı bir reform olarak kullanmaktadır.

Bu amaçla yaptığı figürlerde kadının cinselliğine, güzelliğine ve çekiciliğine ödün veren bir şiirsellik kazandırmıştır. Sanatçı bu dönem resimlerinde leke ve figür arasındaki ilişkilerin irdelenmesi, uyum ve karşıtlıklarının belirlenmesi doğrultusunda önemli örnekler vermiştir.

Son dönem yaptığı eserlerini incelediğimde ise ulaştığı noktayı hayranlıkla izlemekten kendimi alamadım. Çağdaş sanatın yaratıcı, özgün sanatçıları arasında özel bir yere gelen CANDAŞ’ın kompozisyonları, kendi düşünce derinliklerindeki bireysel deneyimlerinin özetini yansıtmaktadır. Bu özette alabildiğim ipuçları ile kendisiyle özdeşleşmiş olan felsefesi ve dinamizm yüklü anlatımı eserlerine daha da özel bir anlam kazandırmıştır. Çünkü CANDAŞ , sanatının gelişimi içinde yaptığı hamle ile figürü tamamen gizleyerek şiirsel olanakları soyut renk lekeleriyle ortaya çıkarmıştır. Bazen bu karışımı zengin araştırmaların tarafsız yüzeysel gerçeğe, çok boyutlu evrensel çelişkilere ve renkli kendine has soyutlamalara neden olan renk patlamalarına ulaştığı görülmektedir. Yoğun sanat potansiyelini rengin, zengin ritm devinimiyle sınırlamayan CANDAŞ, kalıplaşmış yıllar önceki biçim seçeneğine bağlanmadan araştırıcı ve hala araştırmaya devam eden birikiminin getirdiği son gelişimi doğallıkla izleyiciye sunmaktadır.

Eserleri evrensel düzeyde sınırları zorlayan, çağdaş Türk sanatçısının kimliğinde gururla oturan değerli sanatçı Ali CANDAŞ…. O BENİM HOCAM … saygıyla anıyorum.