Elini taşın altına koymak – Sinem Vural

Sinem Vural

Geçten hafta 27. İstanbul Caz Festivali kapsamında 2 ayrı günde 2 ayrı konser izleme şansına sahip oldum. Gittiğim konserlerden ilkinde Yasak Helva, Pitohui ve Ayyuka, ikinci gecesindeyse Guguou, Tuğçe Şenoğul ve Islandman sahnedeydi.

Feriye’ye kurulan açık hava sahneleri yarı kapasiteyle izleyici aldı. Maskeler yüzümüzde, oturduğumuz yerden kalkmadan, sosyal mesafeye uyarak… Normal konserden tek farkı hijyen konusunda aşırı hassas olmamızdı.
Sanatçılar açısından değişen tek şey sahne önüne yığılmayan ve sakin kalabalığın karşılarında olmasıydı. Aslında o konserlerdeki anlar çok değerliymiş çünkü birçok müzikseverin bu yılki son açık hava konseriymiş…
İstanbul Valiliği’nce alınan kararla mart ayının başındaki bazı yönetmeliklere geri dönüldü. Pandemi nedeniyle alınan ilk önlemler yine “eğlence” sektörünü kapsamıştı.
Ben bu yazıyı kaleme alırken ise Kültür Bakanlığı’nca yayınlanan yeni kararla tiyatro ve opera temsilleri bu kapsam dışına çıkarılarak açık ya da kapalı alan fark etmeksizin yapılmaya devam edileceği bilgisi geldi.
Ancak ne hüzünlüdür ki müzik etkinlikleri hâlâ kapsam dışı kaldı.
Çok değil, yakın zamanda olacaklar sanki öngörülmüştü.
Müzik sektöründekiler sıkıntılı bir döneme gireceklerini düşünerek gerekli adımları atmak için organize olmaya çalışmıştı. İrili ufaklı toplaşmalar oldu ama egolara yenik düşüldü.
Ortak paydada buluşulamadı, tek platformdan yekpare bir ses çıkmadı. Sesler bölük pörçük olunca, tüm o bireysel çığlıklar da karanlığa gömüldü.
En kötüsü çalışmasa da sorun yaşamayacağını düşüneceğiniz, tuzu kuru olarak gördüğümüz ‘büyük’ isimler cephesinde yaşandı. Sahne ekipleri açken tok yattılar, kimi zaman seslerini de çıkarmadan! Hatta fısıltıları duyulur kaygısıyla…
Kimilerinin sesi ise her zamankinden yüksekti, onları ise tenzih ediyorum.
Tiyatrocular, operacılar, turizmciler seslerini çıkarabilirken müzik sektörünün teknisyeninden rodisine, bağımsız sanatçısından en popülerine binlerce kişinin sesi yine kalabalıkta kayboldu hatta bazen kakofoniye dönüşüp anlaşılamadı.
Tabii ki sağlık her şeyden önemli. Tabii ki müzik ya da sanıldığı üzere eğlence sektörü çalışmasa da olurdu, gerekli destekleri alabilselerdi eğer… Tabii ki İstanbul dışında birçok ilde konserler de devam ediyor.
Ama tek şarkılarıyla milyonlarca dinlendiğini söyleyen onca isim ne zaman elini taşın altına koyup ses çıkarmak ister ben de sektör bileşenleri gibi meraktayım…

Yazının devamını okumak için tıklayın