Küçüksaat/Adana – Ali Şakir Tıltay

ADANA’DA KÜÇÜKSAATEN Kimler gelmiş kimler geçmiş Adana Delikanlısı üyemizin kaleminden noktasına ,virgülüne dokunmadan ALINTIDIR…….
Eskiden küçük saat ın orada hilal han vardı girişinde Mehmet Ali ve Remzi emmi vardı irişgin peynir pastırma satarlardı hanın içinde tenekeci Ahmet usta ve burada çoğu Darende olan bakliyat saten bakkalar vardı Ağa be cadde üzerinde İbrahim Gezginci vardı tüm gazeteler oraya gelir oradan dağıtılırdı öyle baba şimdiki gibi günlük değil Angaradan gelir suratli arabalarla en erken saat 11 dağılır satıcılar yazıyor yazıyor diye bagırarak ve koşarak gazeteyi elden satarlardı Emmi birde dini bayramlarda öyle her gazata çıkmaz sadece bayram gazatası çikardı yakinda tatlıcı ve pastane İdrisoglu vardı minik köşe gözlükcüsü Yalçın usta vardı yakında menşur çerezci Ahmet Borlaş dayımız vardı Valla aga be çok gözün önlü tok iyiler iyi biriydi yanında balı ve sattığı tulum peyniri ve camız kaymağıyla menşur bankalar bakkalı Köse Bekir emmi oğulları vardı Sonra Emlak kredi bankası neyse Köse Bekir emminin aradan Bebekli kiliseye gidilir orada o zamanlar çok iyi bir özel hastane olan Doktor Emin Baykam hastanesi ve o zamanlar öparator doktor herkesin çok iyi tanıdığı Zeki Butur vardı Ya bak valla unutuyordum Az ilerde Tepebag muhtarı Ferhat
ve Özcan ustalarımızın matbaaları vardı az beriye menşur bir simit ayran satan bir dayımız ve birde orda lüks bir manav vardı valla emmi ismi Yaşar mıydı tam hatırlamıyorum Ya bak gene unutuyordum Adana nın en iyi lokantası Hamit Karataş dayı mızın çok menşur bankalar lokantası vardı Caminin önünde ters kapı hamalları ve sabahlari iş bekleyen günlükle çalışan işçiler beklerdi Küçük saatin karşısında ise o zamanlar spor toto bayii olan Aladağ abimiz ve beyaz eşya satan menşur Kolbaşılar Kristalpalas oteli vardı Baba o zamanlar daha trafik sinyal lambaları yoktu baba kücuksaatin bulunduğu yerin önünde küçükbir yarım fıçı şeklinde klübe vardı o zamanlar bu kulübeye bir trafik polisi girer kolunun yarısına kadar beyaz bir üstlük geçirilmiş orak eliyle ve düdüğüyle trafiği idare ederdi Baba devam edek Mestan hamamı yanında menşur tatlıcı Edi vardı burda çok tatlı yedik bir öğretmen abileri vardı Valla ismini tam hatırlamıyorum Osman olarak biliyorum valla filozof gibi bir adamdı devam edek saydam caddesine doğru sağ tarafta Tiltayların sahibi olduğu Arı şekerleme o zamanlar çok menşur arap kızı Mabel sakizlarınıburadan alırdık valla yanında kolanyaci sabrı emmi ara sokakta Demirspor lu Atilla nın baba ve amcaları Nevzat Erdoğan ve Baha beyin çalıştırdığı kıslık Ünal sinamasını vardı cadde üzerindeagam o zamanlar Elişi taze çiğ telkadayifi imalatı yapan Mustafa Kemal Ağartkan dayı ve oğulları vardı Neyse Usta karşı taraf tüm çerci dükkanları vardı bunların en menşuru Cerci Yusuf ustamiz ve oğulları tam hatırlamıyorum Muti olacak valla.Aga be eskiden mavra gırgır olsun diye saf insanlara beş on kuruş verilir git Cerci Yusuf tan davul tozu minare gölgesi al derlerdi yav ne günlerdi o günler Ağa orada Doktor Cevdet Canver hastanesi vardı burasının altı eskiden hadi meyve ve sebze burada satılır Yusuf Şahin manav vardı tüm kalburustü zenginler buradan sebze meyve alırdı sonradan mısır çarşısı oldu cadde üstünde Cerci Yusuf dayının karşısı da yine o zamanların en menşur bakkalı Mehmet Meral dayı vardı tüm zenginler arabalarıyla gelir buradan ihtiyaçlarını alırlardı oğlu Cavit vardı çok kibardı.Dayı az ileride menşur salgamcı Hacı vardı Saydam eczanesi vardı o zamanlar Ağa burada Kara Musa nın kahvesi vardı tüm Adana nın külhanbeylerin in çoğu bu kahveye gelirdi Ben burada Garakatur Duran abimi İnce Cumali yi Kasap Mahmut un oğlu Ali Rızayı Köylü Mitat ı Küçük Mustafa yı Kıbrıslının oğlu Yükseli çok görürdüm dayımla çok gittik bu kahveye Usta yola devam Saydam caddesinden ya duydum çokta üzüldüm menşur Lüks ve Çelik sinemaları ýıkiliyormus yav orası o zamanlar kanunsuz sokak derlerdi sınamaya pazar günü biletler oranın kavgacı yiğitleri gişede tüm biletleri alıp iki misline satarlardı. Sinemanın kapicı Boksör Naim dayı idi şimdi karşıda çocukları çorba satıyorlar ćok da güzel valla Naim Ağa kendi kafasına silah sıktı öyle gitti Kapıcı Kayıkçı Adnan da tesrifatci başı idi bahşiş vermeyene kızardı .Köşe başında Cin Kemal ve Kardeşi İmdat a ait müzisyenler kahvesi vardı Burası önceden masatopu ve oyun salonu idi oyun makinalar vardı jeton atan on misli iki misli veya parayı yutardı Ağa buraya Şiho yani Müslüm o zamanlar öyle pek essahlı menşur değildi çok güzel masatopu oynardı Cin Kemal dayım çok efendi iyi bir insandı oğlu Kel Sadık vardı Müzisyenler kahvesine o zamanların menşur sanatçıların hepsi gelirdi Sadık İçlises Cavit Seyhanlı yav hepsi gelirdi Kemancı Bülent Ersoy çalan Birol Şenyaylar Yılmaz Şenyaylar Darbukacı Çıngıldak vardı Birde kebabcı Salih usta vardı elinizin artığı çok güzel kebab yapardı . Şen pide fırını vardı Ara sokakta Kıbrıslının oğlu Yüksel ve Ali ihsan gilin evi vardı Lüks sınamasın yanında o zamanlar teksas tomiks zagor kitaplarını caddeye sergileyip bakması beş kuruş okuması on kuruş diye okutan kitapcı İsa vardı.Sonra menşur Kanlı fabrikanın olduğu meydanlık gelir burası bir tarihte yanmış o zamanlar meydanlıktı gençler burada top oynardı Burada bir tatlıcı haci emmi vardi dayi be valla parmaklarını yerdin Karşıda o zamanların menşur Doktoru Salim Serçe vardı az ileride Gaziantep Kamil Çekem emminin Garajı vardi yanında yine çok delikanlıları takıldığı Bekir dayının kahvesi vardı Karşıda pide fırını onun yanında Muhtar Hıdır dayının bakkal dükkanı az ileride yine muhtar olan Deli Faruk un babası Burhan dayının dükkanı vardı Az ileride menşur Adıyamanlılar Horozcu kahvesi vardı Pazar günü horozunu koltuğunun altına alan dayı horoz dogusturenler buraya gelirdi daha ileri hergele yoluna gidersen menşur dink gelir eskiden herkes bugdayini biz hedik derik dayi valla kaynatır kurutur bu dinke getirir kışlık bulguru çektirir çuvalla evine götürürdü Menşur Sell petrolün buradaydi Karşıda Valla ismini unuttum sema mıydı neydi orada çok iyi bir usta olan Ruşen Talay usta vardı otomatik vitesi bile yapardı O da tamire gelenlere arabanızın ekzoz bilyası dağılmış diye şaka yapardı Yav Ağam bazı şeyler aklıma gelmiyor eksik oluyor napacan yazamadıklarım kusura bakıp bize kırılmasın emmi be Ağa be yine eski günler aklımıza geldi gözler pınar oldu bugünlük bu kadar bir ay yokum .Yazı Adana Delikanlisi ndan alınmıştır.Fotoğraf 1960 lı yılların sonları Küçüksaat fotoğraf arşivimizdendir.