Sokrates, Hegel ve ChatGPT bir gün bir bara gitmiş…

Yenal Bilgici / Gazete Duvar

İnternetle beraber yeni bir çağın başladığını düşünmüştük. Ya o çağ henüz başlamadıysa? Ya daha filmin sadece fragmanını gördüysek? Ya esas değişim internetle yaygınlaşacak yapay zekâyla uygulamalarından gelecekse? Yapay zekâ yazılımı ChatGPT ilk adımlarını müthiş bir yankıyla atmaya devam ediyor.

1.

Kitaplığımızda yan yana dizili duran, koca koca ansiklopedi ciltlerine bakıp heyecanlandığımı dün gibi hatırlıyorum.

Tastamam yirmi iki adet Ana Britannica cildi. Nihayet hepsi yan yana… Bu muydu sahiden? Bitmiş miydi bu serüven?

AnaBritannica ciltleri 

İyi geliyordu bu ciltlere bakmak… İlk fasikülden son cilde kadar ne çok yıl geçmişti. Nihayet seri tamamlanmıştı. Saçma belki ama o sıra, sırf bu yan yanalık bile kendimi daha bilgili hissetmemi sağlıyordu.

Annem ve babam öğretmen. Kooperatiften girdikleri evimizin teslimi kadar uzun süren bir şey varsa, işte bu fasikül fasikül biriken Ana Britannica serisiydi. Kitaplıkta en büyük yeri bu ciltler kaplamıştı ama yalnız başlarına da değillerdi. Güzelim mavi ciltli Hayat Ansiklopedisi… Atilla Özkırımlı’nın eşsiz benzersiz Türk Edebiyatı Ansiklopedisi… Çocukluğumun en güzel okumalarından, “Bilgi Dünyasına Yolculuk” ismini de taşıyan Walt Disney Ansiklopedisi … “Kim Kimdir”li, “Bu Nedir”li ciltleriyle Altın Bilgi Ansiklopedisi…

Sonra hayatımıza bir de gazetelerin kuponla verdiği ansiklopediler girdi. Meydan Larousse, Temel Britannica… Onları da ay ay aldık, biriktirdik ve yıllarca tek hâkimi olacakları salondaki büfelere ve kitaplıklara yerleştirdik. (Seksenlerde ve doksanların başında çocuk olanların anılarının bir türlü bitmemesinin sebeplerinden biri de hayatı böyle gün gün, ay ay, kupon kupon yaşamalarıdır; beklentiyle geçen, düzenli hayatlarımız ve işlek makaslarımız vardı).

2.

Başka bir dönemdi. Şimdi ışık yılları kadar uzak görünen bir dönem…

Bu ansiklopedilerin kimisi ara ara okundu, kimisi dönem ödevinden dönem ödevine kullanıldı, kimisi hâkimiyet kurdukları büfede uzun süre kaldı, belki tozlandı.

Nihayet hepsi yerini internete bıraktı.

Bu basit bir devir teslim değildi. Son ansiklopedinin son kitaplıktan ayrıldığı gün, bilgiyle kurduğumuz ilişki de sonsuza dek değişti.

Bugüne dek ona esasen ulaşma biçimimizin değiştiğini düşünüyorduk. Neticede tüm bilgiler artık internette de vardı (en azından genel inanış buydu); önemli olan aramasını ve filtrelemesini bilmekti. Kimileri için filtreye bile gerek yoktu.

Yeni bir çağ başlamıştı. Hep böyle yazdık çizdik. Böyle inandık.

Ama şimdi düşünüyorum da… Belki o çağ daha başlamamıştır.

3.

İnsan çağın değiştiğini içinde yaşarken fark etmez. Ateş bulunduğunda, tekerlek ya da matbaa icat edildiğinde elbette etkileri çok çabuk görüldü ama tek bir ömür bunların önünü ardını değerlendirmeye hiçbir zaman yetmedi.

Tarihin yavaş aktığı zamanlardı. Bizim için böyle olmadı.

Tarih bugün epey bir gümbürtüyle akıyor. 1950’lerde doğan biri uzay yarışını gördü, Ay’a gidildiğini gördü, interneti gördü… Daha?

Şimdi, söylemek için çok erken belki ama… Büyük bir değişimin kıyısında duruyor gibiyiz.

Geçen aydan beri hem gündemi hem zihnimizi meşgul eden, yapay zekâ yazılımı ChatGPT bu değişimin ilk işaretlerinden biri olabilir.

https://www.gazeteduvar.com.tr/sokrates-hegel-ve-chatgpt-bir-gun-bir-bara-gitmis-makale-1599375