Bu Dünyadan Bir Şahin Kaygun Geçti

1951 yılında Adana’da doğdu. Güzel Sanatlar eğitimini fotoğraf ve grafik dallarında yaptıkdan sonra Salzburg Uluslararası  Yaz Akademisi’ne katıldı.

Yapıtları, Türkiye dışında Avusturya, Batı Almanya, İsviçre, İngiltere, A.B.D. ve Japonya gibi ülkelerde sergilendi ve yayınlandı.

Türkiye’de ki ilk polaroid fotoğraf sergisini açan sanatçının bu yapıtlarından bazıları Uluslararası Polaroid Koleksiyonu’na alındı.

Araştırmacı, atılımcı  tavrının yanısıra, kurallara bağlı kalmayı sevmeyen, bu nedenle alışılmışın dışında çalışmalar yapan Kaygun fantastik ögeleri grafik anlatımlarla desteklediği dışavurumcu yapıtlarıyla tanınıyor.

Fotoğraf dışında sinemayla da ilgilenen sanatçı,  yönetmen olarak  iki filme imza atmıştır. Afife Jale (1987) ve Dolunay (1988). Dolunay, başta Cannes olmak üzere birçok uluslararası film şenliğinde gösterilmiştir.

Sanatçı  7 Aralık 1992 tarihinde vefat etmiştir.

www.fotograf.net/Artist/sahinkaygun/index.html

 

Şahin Kaygun Sergisi

Küratör: Sena Çakırkaya

Sol:
İsimsiz 129, 1984

Orta:
Temas, 1991

Sağ:
İsimsiz, 1985

20 Kasım 2014 – 15 Şubat 2015

İstanbul Modern, Türkiye fotoğrafçılığında farklı arayışlarıyla öncü bir rol üstlenen Şahin Kaygun’un en kapsamlı sergisini sunuyor.

Disiplinlerarası kavramının Türkiye’de henüz gündeme gelmediği 1980’li yıllardaki fotoğraf kültüründe resim, grafik, fotoğraf ve sinema gibi farklı alanları birbirine yakınlaştıran Şahin Kaygun, fotoğrafın tekniğine ilişkin yeni ve şaşırtıcı uygulamalar gerçekleştirdi. Türkiye’de fotoğraf çalışmalarının farklı sanat dallarıyla bağını çağdaş bir yorumla arayan sanatçı, teknikler arasındaki sınırları zorlamaya devam etti.

Detaylı bir arşiv çalışmasının ardından gerçekleşecek sergi, Kaygun’un 1970’lerin sonundan itibaren fotoğraf üzerinde ilk deneysel müdahalelerde bulunduğu çalışmalarından, Türkiye’de bir ilk teşkil eden Polaroid’lerine ve son dönemine kadar uzanıyor. Sanatçının fotoğraf üzerine katmanlar ekleyerek ilerlediği teknik arayışlara paralel olarak, Kaygun’un ele aldığı yaşam ve ölüm temaları üzerinden bilincin sınırlarında, rüya ve gerçeklik arasında bir anlatının izleri sürülüyor. 80’lerin politik ortamında yaşanan bireysel bunalım ve içe kapanmanın sanat alanındaki yansımalarının hissedilebildiği dönemi ele alan sergide, Kaygun’un çalışmaları zamanın ruh halini kişisel bir bakış açısıyla dışa vuruyor.

Lise yıllarında resim yaparak hayatını kazanmaya başlayan Şahin Kaygun, 1969 yılında Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde grafik eğitimine başlar. Üniversite yıllarında fotoğrafla sanatsal anlamda ilgilenen sanatçı için grafik ve fotoğraf birbirini besleyen, tamamlayan iki alan olur. Kaygun’un fotoğraf üzerinde ilk manipülasyon denemelerini yaptığı Polaroid serisinden parçalar Uluslararası Polaroid koleksiyonuna dahil edilir ve çalışmaları önemli müze ve sanat kurumlarında sergilenir.

“Ben fotoğraf çekmiyorum, fotoğraf yapıyorum” diyen sanatçı için, ortaya çıkan her kare onun tasarladığı  bir sahnedir. Önce zihninde kurguladığı kompozisyonu tasarlar, sonra fotoğrafı çeker; karanlık odada devam eden süreçte, rastlantılara yer yoktur. Kaygun, kazıyarak, renklendirerek, çizerek fotoğraftaki istemediği detayları siler, kendi istediklerini ekler. Baskıları üst üste bindirir, kolajlar yapar, akrilik boya ile boyar ve nihayetinde ortaya kendi iç dünyasını koyar. Burada önemli olan, zamanında tartışıldığı gibi, bu çalışmaların resim mi yoksa fotoğraf mı olduğu değildir. Kaygun’un amacı tam da disiplinlerarası bir sanat dili oluşturmaktır.

Kaynak: www.istanbulmodern.org