Bunalım yaratıcılığı vurdu

Orhun Atmış

Şeşen karantina günlerinde neler yaptığını anlattı. Sanatçının yeni projeleri beklemede…

Müzisyen Burhan Şeşen’e karantina sürecini nasıl geçirdiğini sorduk. Sanatçı, meslek birliğinin çalışmalarından yeni müzik ve tiyatro projelerine dair karantina sonrası süreçte neler yapacağından da söz etti.

– Karantina günlerinde yaratıcılığınızı nasıl kullanıyorsunuz? Gün içinde neler yapıyorsunuz?

Bu zor günlerde çok vaktim olmasına rağmen şarkı yapmak açıkçası pek içimden gelmiyor. Çok çalışıyorum, okuyorum, yazıyorum, izliyorum hem gitar hem de piyano’ya ağırlık veriyorum ama yaratıcılık sanırım başka bir ruh hali gerektiriyor.

Yani bu belirsizlik ve de sevdiklerimize bir şey olur mu korkusu insanı hüzünden ziyade karamsarlığa itiyor. Ayrıca MÜYORBİR (Müzik Yorumcuları Meslek Birliği) Başkanı olarak da hem yönetim kurulu üyelerimiz hem de diğer müzik meslek birliklerinin yöneticileriyle bu krizden sektörümüz en az nasıl etkilenir onunla ilgili video konferanslar yapıyoruz. Kültür Bakanımız ile bakanlık yetkilileri ve Telif Hakları Genel Müdürlüğümüz ile sürekli bir fikir alışverişi ve çözüm arayışı içerisindeyiz. Bu günler geçince ortaya çok daha farkındalığı yüksek olan bir nesil geleceği düşüncesi beni tek umutlandıran şey bu günlerde.

– Bu günler geçtikten sonra ne yapacaksınız? Bu süreçte bir projeniz olduysa onu nasıl hayata geçireceksiniz?

Tabii ki birtakım projelerimiz yarıda kaldı. Bir Gündoğarken Retro projemiz vardı mesela. Onun dışında bizleri çok heyecanlandıran bir tiyatro projesi vardı. Ferhan Şensoy’un “Şahları da Vururlar” efsanesi.

Fuat Güner ve Ferhan Şensoy’un müziklerini Nejat Yavaşoğulları ile birlikte sahnede canlı icra etmek çok farklı ve güzel olacaktı. O da bu salgın yüzünden şu anda beklemede. Bu arada bir de Ortaoyuncular’ın hafızası ve çok sevileni Levent Ünsal’ı kaybettik. Bu oyunun da temel direklerinden biriydi…

Levent’in eşi sevgili Pınar da oyuncu kadromuzda. Bu günler geçtikten sonra sahneye çıkacağız “Şahları da Vururlar”ı gözlerimiz dolarak her sahnede Levent’i arayarak, anarak, özleyerek oynayacağız. Zaten bu mesleğin en zor tarafı da bu… Bu arada gelecek güzel bir albümün müjdesini vereyim.

Ezginin Günlüğü’nün 2. saygı albümü bitti. Ben yine ilk saygı albümü “Çeyrek”te olduğu gibi bu albümde de bir nevi süpervizörlük yaptım. Nadir Göktürk ve Hüsnü Arkan’ın güzelim şarkılarını özellikle yeni nesil yorumculara dağıtmak çok da kolay olmadı ama sonunda ortaya çok butik, çok farklı bir iş çıktı.

Ezginin Günlüğü hayranları eminim çok beğenecekler. Benim Gündoğarken’in bir üyesi olmama rağmen bu albümde de bana güvenen ve katkı sağlamama izin veren Ezginin Günlüğü’nün değerli üyelerine ve Ahmet Çelenk’e de buradan çok teşekkür ediyorum.

Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr