Dergiler edebiyatın mutfağı mı?

Salih Bolat

Yazılı medyanın bir unsuru olan dergiler, giderek yerlerini sanal dergilere bırakıyor gibi görünse de, özellikle kültür dergiciliğinin işlevinin süreceğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda, özellikle edebiyat dergilerinin, edebiyatın mutfağı olma işlevlerini sürdüreceği de söylenebilir. Her ne kadar, kendilerine “genç şair” denmesinden pek hoşlanmayan “genç şair” ler pek fazla bu görüşe katılmasalar ve genellikle kendi dergilerini kendileri çıkarsalar da, eni konu bu gerçeğe katkıda bulunmuş olmaktadırlar.

Kitle iletişim olanaklarındaki gelişme, kendini en çok internet dünyasında gösteriyor. Basılı medyaya göre büyük üstünlükler taşıyan sanal medya, gazetelerin ve dergilerin de yayınlandığı ortam olarak, internette önemli yer tutuyor. İnternet çağı öncesindeki basılı medya türü olan dergiler, bazı alanlarda kitap kadar etkiliydi, denebilir. Edebiyat alanında kimi şairlerin ve yazarların, hep dergilerde yazdıkları, kitap yayınlamayı pek umursamadıkları gözlenmiştir. Örneğin Yahya Kemal, yaşadığı süre içinde hiç kitap çıkarmamıştır. Şiirlerini dergilerde yayınlamıştır. “Bingöl Çobanları” nın şairi Kemalettin Kamu da öyle.

Bildiğim kadarıyla Yahya Kemal’in şiirleri ölümünden sonra bir kitapta toplanmıştır. Dergiler kitaplara göre kalıcılık açısında daha dezavantajlıdır ama daha organiktir, daha hareketlidir ve edebiyat ortamının nabzını tutmaları açısından daha duyarlıdır. Hatta şu genel kanıyı yineleyebiliriz: Dergiler edebiyatın mutfağıdır. Ama damak zevki yüksek, eleştirel, doyurucu, ekonomik, aşçı adaylarına açık ve adaylar arasında edebiyat dışı nedenlerle ayrım gözetmeyen, dürüst bir mutfak. Yeni yiyecek-içecek önerilerine açık, yeni tatlar geliştirmeye yönelik tartışma ortamına sahip bir mutfak. Yerel ürünlerin evrensel özelliklerini görebilecek ölçütlere sahip, alanındaki gelişmeleri yakından izleyen, zengin bir birikimi olan bir mutfak. İşte bir yazarın ve şairin, gelişim sürecinde, yolunun mutlaka böyle bir mutfaktan geçmesi gerektiğini düşünürüm. Yazdığı çalışmalarını, ortaya çıkardığı ürünlerini bu tür mutfaklarda eleştiri ortamına sunması gerektiğini düşünürüm. Elbette bir yazar, şair, sanatçı kendini mevcut mecralardan çok farklı görebilir.

Yazının devamını okumak için tıklayın