Hayatın Anlamına Acı Çekmenin Katkısı – Emre Toğrul

Emre Toğrul

Acının, yaşamın anlamını keşfetmekteki yeri açısından,
En eşsiz betimlenmesi, acı ve ölümün etkin sembolizmalarından,
Dünyanın büyük bir hapishane olması metaforudur ki,
Acı ve ölüm olmaksızın asla tamamlanamayan yaşamda,
Acının bile, bir anlam bulduğu anda acı olmaktan çıktığını gösterir.
Kendime; hatırladığın ilk ruhsal acı ne idi diye sorduğumda,
Onaltı yaşlar civarına düşen bir sabah uyanışı gelir aklıma.
Bir gün önce ölen, dört yaş büyük ablamı rüyada canlı görüp,
Gecenin sabahında onun kaybetmenin idrakının derin sızısı.
Eminim herkesin hayatında adına derin acı, sızı denilebilecek,
Bir ilk olay var ve hiçbir şekilde geri getirelimeyecek bu olay,
Tersine, geri döndürülemez haliyle bellekte sıkıca saklanır.
İyi irdelersek; hayatın anlam arayışının bize sunduğu zaferlerden,
Bir eser yaratmak ve insanlarla etkin ilişkiler yaşamak kadar,
Yani mutluluk, başarı, sevinç, gurur, huzur ve sahip olma kadar,
Değiştiremeyeceğimiz bir kaderle yüz yüze gelen umutsuz bir durumun,
Çaresiz bir kurbanı olduğumuzda bile kendini aştığımız,
Böylece kendimizi değiştirebildiğimiz, bir acı ve ıstırapta önemlidir.
Kişisel bir trajediyi bir zafere dönüştürebilmenin,
Hayatımıza kattığı anlam, herzaman, herşeyin üstündedir.
Yaşamlarımızda anlamlı olan sadece yaratıcılık ve zevk değildir.
Eğer yaşamda gerçekten bir anlam varsa, acı da anlamlı olmalıdır,
Acı da, yaşamın kader ve ölüm gibi bir parçasıdır ki,
Bunlar olmadan insan yaşamı zaten tamamlanmış olamaz.

∞Ω÷∞Ω÷∞Ω÷÷Ω∞÷Ω∞÷Ω∞

Dünyayı bir hapishane gibi kabul etme metaforundan başlayıp,
Acının yaşam anlamına katkısına geliverdik dostlar.
Geldik, çünkü istisnasız acıdan öğrendiklerimiz daha değerli.
Mutlak geçici varoluşumuzu iyimser karşılayabilmenin şartı,
Trajik üçlü dediğimiz acı, suçluluk ve ölümü çözümlemekle oluyor.
Bütün bu olup bitenlere karşın, yaşama evet demenin ifadesidir bu.
Trajedi karşısında, olabilecek en iyi insan modeli açısından iyimserlik,
Her zaman için acıyı bir insan ya da yaşam başarısına dönüştürmeye,
Suçluluğu, daha iyiye yönelik olarak değişme fırsatına çevirmeğe,
Yaşamın geçiciliğinin idrakini ise, sorumlu bir tavır almaya yönelik,
Aktif girişim gücü kazanılmasına devşirerek mümkün oluyor.
Kendini tanıma, değiştirme ve böylece sorumluluk alabilme…​
Mesleğim gereği, acı çeken insanların acılarını dindirmeğe çalışırken,
Ruhsal ve düşünsel etkenlerin fiziksel acıyı nasıl etkilendiğine,
İnsanın düşünülebilecek en kötü koşullara bile,
Görülmemiş ölçüde direnip göğüs germe yetisine,
Otuz küsür yıldır tanık bir hekim gözüyle bakarken,
Çok önemli bir tesbitimi burada zikretmek isterim.
Kuşkusuz sonlu bir varlık olarak özgürlüğü sınırlı insanın,
Bu dünyanın üzüntülü, kasvetli ve ıstırap verici her halini,
Ondan kurtulmaktan ya da katlanıp başedememekten çok,
Bir çözüm ve anlam anahtarı yapabilmesinin altındaki dayanak,
Koşullara yönelik tavır alabilme özgürlüğünü kullanabilmeleridir.
Yaşamı anlamlı kılmaktaki en önemli ilke yararlılıktır ki,
Tavır özgürlüğünü kullanmayı tetikleyen ana ateş de budur.
Başka insanlara, topluma, dünyaya olmasa da, en basitinden,
Yaşam sürecini kendine yararlı olmakla anlamlı sanan insan bile,
Tavır ve davranış özgürlüğünü kullanmayı bilmedikçe,
Büyük dünya hapisanesi metaforundaki trajik üçlü gardiyanın,
Müebbet mahkumu olacaktır…

∞Ω÷∞Ω÷∞Ω÷÷Ω∞÷Ω∞÷Ω∞

Aman hocam, pazar pazar bu ne kasvet, nasıl iç karartıcı,
Biz anlamdan vazgeçtik, güzel şeyler yaz diyorsunuz şimdi.
Aslında, çok güzel bir kapı açmak için ümit dolu yazıyorum.
İkinci dünya savaşında Nazi kamplarındaki tükenmişlikten çıkan,
Bizzat kamplarda yaşayan Victor Frankl’ın Logoterapisindeki gibi,
Bireylerin kendi davranışlarını ve kendi yolunu seçme özgürlüğü,
İnsanların ellerinden her şey alınsa dahi, alınamayacağına göre,
Değiştiremeyeceğimiz, çaresiz kurbanı olduğumuz bir acıyı bile,
Yaşamı anlamlı hale getirmekte kullanabiliriz.
İnsan bir çıraktır, acı da onun ustasıdır demiş, Alfred De Musset,
Kendini tanımanın acı çekmekten daha etkin bir yolu yok gerçekten.
Belki bu Pazar günü, çektiği acı ve ıstıraba kahreden dostlar varsa,
Hayatlarının anlamına acının neler kattığını biraz farkedebilirlerse,
Bu sütun da güzel bir anlam kazanacak, şüphesiz.