MASLOW (İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ) TEORİSİ – DR. ERCAN TEZER / Adana Fikir Platformu

1908 yılında Rus göçmeni olan Yahudi bir ailenin 7. çocuğu olarak Brooklyn, New York’ta dünyaya geldi. Eğitimsiz bir ailenin çocuğu olan Maslow, ailesinin ısrarı ile New York Şehir Kolejinde Hukuk eğitimine başladı. Daha sonra bu eğitimi bırakarak psikoloji ve felsefe alanında çalışma yaptı.

ve İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Maslow (Abraham Harold Maslow) teorisi veya İhtiyaçlar hiyerarşisi teorisi, 1943 yılında yayınlanmış bir çalışmada ortaya atılmış ve sonrasında geliştirilmiş bir insan psikolojisi teorisidir.

Maslow teorisi, insanların belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını karşılamalarıyla, kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturan daha “üst ihtiyaçlar”ı tatmin etme arayışına girdiklerini ve bireyin kişilik gelişiminin, o an için baskın olan ihtiyaç kategorisinin niteliği tarafından belirlendiğini söylemektedir. Maslow’un kişilik kategorileri kendi aralarında bir dizilim oluştururlar ve her ihtiyaç kategorisine bir kişilik gelişme düzeyi karşılık gelir. Birey, bir kategorideki ihtiyaçları tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla kişilik gelişme düzeyine geçemez.

Maslow, gereksinimleri şu şekilde kategorize etmektedir:

  1. Fizyolojik gereksinimler
  2. Güvenlik gereksinimi
  3. Ait olma gereksinimi
  4. Sevgi, sevecenlik gereksinimi
  5. Saygınlık gereksinimi
  6. Kendini gerçekleştirme gereksinimi

Maslow’a göre birey için o an baskın olan gereksinimler hangi kategoriye ait gereksinimler ise, diğer deyişle günlük etkinlikleri ağırlıklı olarak hangi gereksinimleri doyurmaya yöneliyorsa, kişilik gelişmişlik düzeyi de onun istencinden ya da seçiminden bağımsız olarak bu gereksinim kategorisine karşılık gelen düzeyde bulunacaktır.

Belirli bir kategorideki gereksinimler tam olarak karşılanmadan kişi bir üst düzeydeki kategorinin gereksinimlerini algılamaz, böyle gereksinimleri yoktur. Örnek olarak günlük olarak karnını doyurabilen fakat güvenlik içinde bulunmayan, kendini sürekli olarak olası bir tehdit altında algılayan bir insanın, dünya görüşünü geliştirmek için kitap okumak gibi bir gereksinimi yoktur.

Belirli bir gereksinim kategorisindeki gereksinimlerin karşılanması durumunda kişi, bir üst kategorideki gereksinimleri karşılamaya yönelecektir. Bu durum kişilik gelişme düzeyini de bir üst düzeye sürükleyecektir.

Maslow, psikoloji çalışmalarını “zihin özürlü” veya “sinir hastası” süjelerden ziyade, Albert Einstein, Jane Addams, Eleanor Roosevelt gibi örnek teşkil edebilecek insanlar üzerinde yoğunlaştırmıştır. “Özürlü, gelişmemiş, olgunlaşmamış, sağlıksız, kendi kişiliklerini tayin edememiş, insan ilişkileri çarpık, agresif, provokatör, kompleksli, tutarsız, kaypak süjelere dayalı araştırmaların, özürlü bir psikoloji ve felsefeye temel oluşturacağını” savunmuştur.

Yazının devamını okumak için aşağıdaki linke tıklayınız:

www.adanafikirplatformu.org/yazi