Umut ve özgürlük çağı: 70’ler

Derya Bengi’nin ‘sazlı cazlı sözlük’ dizisinin belgesel özelliği kadar son zamanlarda tekrar depreşen nostalji merakımıza hitap eden bir yanı da var. Adeta tam da ihtiyaç duyduğumuz anda yetişmiş gibi bu kitaplar.

Çocukluğumun geçtiği 1970’ler hafızamda akşama kadar koşturduğumuz tozlu sokaklar ya da anneannemin huzur kokan evi kadar popüler kültürden o yaşımda algılayabildiğim bazı kırık dökük görüntüler ve seslerle yaşıyor. Grundig marka teybimizde dinlediğimiz kasetler ve yaptığımız kayıtlar, siyah beyaz televizyonun karşısında geçen geceler, Kaynanalar dizisi, Eurovizyon heyecanı, Ecevit-Demirel kavgaları, Cici Kızlar, Çanakkale Emek Sineması’nda uykulu gözlerle tamamladığım Cem Karaca konseri… Siyasetin gündelik hayata damgasını vurduğu, solun hiç olmadığı kadar etkili olduğu, toplumsal değişimin dolu dizgin yaşandığı o yıllarda popüler kültür de ülkenin muhafazakarlığı ile talep edilen özgürlükler arasında sıkışarak biçimleniyor; müzik, sinema, edebiyat ve gündelik hayat hızla değişiyordu. Benim 80’lerin baskıcı ortamında sıkılıp bunalarak geçen ilk gençliğimde imrenerek baktığım 70’ler, evet dertli ama gerçekten de hareketli, enerjik, umut dolu ve çok daha özgür bir dönemdi.

Bunu bir kez daha Derya Bengi’nin yeni kitabını okurken anladım. Derya Bengi, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Sazlı Cazlı Sözlük serisine geçen yıl 1950’ler kitabıyla başlamıştı. ‘Şimdiki Zaman Beledir’ adlı kitabın ardından 60’ları anlatan ‘Dünya Durmadan Dönüyor’ geldi. Şimdi de 70’li yıllarda Türkiye’yi anlatan ‘Görecek Günler Var Daha’ yayımlandı.

Sunuş bölümünde Derya Bengi kendi kitabını şöyle anlatıyor: “Gelecek Günler Var Daha, 70’li yılların Türkiye’sinin ritmiyle sallanan, sarsılan, bu ritmin üzerinde şarkılar, türküler mırıldanan bir sözlük. Bu sazlı cazlı sözlük, 70’lerin müziğine toplumsal değişimin ve siyasetin aynasından bakıyor, hayatın akışını müziğin akışında yeniden tartıyor. A’dan Z’ye, Abba’dan Zülfü’ye uzanırken, koca on yılın birikimini anılarla, öykülerle, plaklarla dile getiriyor.”

Yazının devamını okumak için tıklayın