Duyduk, gördük ve biraz da acıyla belledik ki, canımıza kasıtlı yabancı bir virüs hayatımıza bulaşmaya başlamış. Ta gurbet ellerde doğmuş, büyümüş, sonra da çoğalıp yanı başımıza kadar ulaşmış… Şimdilerde, bu canı sağ olmayasıca parazite karşı durmayı, mücadele etmeyi öğrenme ve uygulama aşamalarındayız. Sanıyorum insanlık, donanımlı, özverili ve çalışkan bilim insanlarımızın yadsınamaz çabalarıyla en kısa zamanda, Korona denilen bu virüsü bertaraf edecektir… Bu bağlamda, zorunlu olmadıkça evlerimizden çıkmamamızı söyleyen uzmanlarımızın önerilerine elimden geldiğince uyuyor, sadece sanal ve sanatsal doğrultuda ilerleyerek başka bir mekâna geçip sizlere o diyarı anlatmaya başlıyorum.
***
Sanat dünyamızdaki varlığını yıllardır başarıyla sürdüren Nermin Levent, 6 Mart Cuma günü saat 18.00’de KorArt Galeri’de bir etkinlik başlattı… Toplumsal ve bireysel sağlığımızın malûm salgından korunması amacıyla bu tür açılış ve toplantıların henüz yasaklanmadığı vakitlerde sanat dostlarını bir araya getiren etkinlik, “Beni Kodlama Anne!” başlığı altında sunuldu.
ÖNCE RESİM
Nermin Levent, enstalasyonun ön plana çıktığı etkinliğiyle diğer sanatsal birikimlerini harmanlayan oluşum hakkında şu açıklamalarda bulundu:
“Aslında sanatseverler beni daha çok resim çalışmalarımla tanırlar. Bu alanda 23 kişisel açmış, 50’den fazla karma resim sergisine katılmış kişi olarak söylüyorum: Resim benim için bir yaşam biçimi ve oyundur… Resimlerimde bol figürler, deformasyonlar kullanıyorum. Duygularıma, düşüncelerime göre renklerim değişebiliyor. Siyah beyaz, tüm renkler, griler… Tuval ne isterse o… Zaman zaman uzun ince, zaman zaman 8 metre boyutlarındaki tuval resimlerimde daha özgür olduğumu düşünüyorum. Ürettiğim resimlerde kavramlar bulabilirsiniz. Bu kavramlar, yani etkilendiğim alan olan kadınla ilgilidirler.”
RESİM VE ENSTALASYON
“Bu kavramların, enstalasyon yani yerleştirme sanatı biçimine dönüşmesiyse, 1998 yılında kendi atölyem olan eski bir yapıda gerçekleşti. ‘Beni Kodlama Anne’ adıyla gerçekleşen enstalasyonda ışık, ses, karanlık, müzik ve yüzlerce alüminyum kadın erkek simgesi kullanmıştım… Bebekler, cansız mankenler, renkli bulaşık eldivenleri malzemelerim oldular. Konuysa yine kadındı… Etkilendiğim yerleştirme sanatından resim çalışmalarım ve eğitmenliğim nedeniyle uzak kaldım… Yıl 2020 ve 2. enstalasyonu Adana’da KorArt Galeri’de açtım. Modern olarak çalıştığım resimlerimdeki kavramlar enstalasyonda üç boyutlu simgelere dönüşüp malzemelerim oldular. Yine ışık, ses, karanlığı kullandım… Aslında, her bir işim için çok büyük mekânlar gerektiğinin farkındaydım. Korart Galeri’nin farklı yapısını avantaja çevirip, kullandığım simgeleri aza indirgedim. Her izleyici, yerleştirmeler için farklı yorumlar üretti. Enstalasyonlarda mekân ve nesnelere yüklenen anlam önemlidir. İzleyici işlere farklı anlamlar yükleyebilir, bazen işin bir parçası olabilir. Sadece bakmaz, sanatın içinde yaşar. Enstalasyon izleyiciyi durağan bir karşılaşma yerine dinamik bir etkileşime davet eder.
Kullanılan malzeme ve performansın bir arada kullanılabilirliği yönüyle çok katmanlı bir sanat türüdür. Video, ses, performans, bilgisayar, internet ve günlük görsel malzemelerden de destek alır. Tüketim, insan ilişkileri, küresel ısınma, feminizm, eşitlik, savaş gibi konular enstalasyonda yeniden yorumlanarak farklı sanat eserlerine dönüşür. Beni etkileyen, düşüncelerimi somutlaştırıp sanata çevirebileceğim bir ortam bulabilirsem enstalasyon çalışmalarına devam edeceğim. Bu resim çalışmalarımı bırakıyorum anlamına gelmesin. Her iki sanat birbirini besleyecek diye düşünüyorum.”
Adana’daki sanatsal gelişmelere farklı bir boyut katan etkinlik, 20 Mart 2020 tarihinde sona erdi.