Jehan Barbur: Yaşamaya çok hasret duyan biriyim!

Jehan Barbur
Erel Eryürek
Erel Eryürek

Yedinci solo albümü “Ürkerek Söylerim” Ada Müzik etiketiyle çıkan ve ilk defa kendine ait olmayan şarkılar seslendiren Jehan Barbur, eski zamanlara ait, çoğu anonim olan, çocukluğunda onda iz bırakan türkülerde eşsiz yorumlarla karşımızda..

Biz aynı köylüyüz. O daha yerleşik, ben daha yarı zamanlı. İkimiz de sonradan görme köylüyüz. Gümüşlük ve oradaki ortak arkadaşlar ve dostlar bizi tanıştırdı… Konserlerinde mest olarak izlediğim, kelimenin tam anlamıyla dev sanatçıyla, İstanbul’da, belli ki ikimizin de sevdiği Asmalımescit’teki “Şimdi” kafede karşımda oturan kadın, hem aynı kişi, hem değil. Yeni çıkan albümünü vesile ederek, bir saatlik sohbette hayatı, hayatın yükünü ve hafifliklerini konuştuk Jehan’la…

Neden ürkerek söylüyorsun?

Aslında ürkerek söylemiyorum tabii ki. Ama bu albümde seslendirdiğim türkülerin bir tarihi var, yüzyıllardan bugüne gelen bir ozan geleneği var. Bu geleneği günümüzde doğru bir şekilde sürdüren Türk Halk Müziği sanatçıları var. Yani ben öyle bir taşın altına elimi soktum ki, geleneksel bir yapıyı bozmamaya çabaladım. Türkülerin geleneğine ve muhafazakarlığına saygı göstererek, hakikaten ürkerek söylüyorum. İlk defa kendime ait şarkılar söylemedim yeni albümde…

Bence o saygıyı da koruyarak yapacağını yapmışsın. Usulca söylemişsin ve sesin türküye çok yakışmış. Senin söyleyişinle sanki biraz folk caz da olmuş.

Bazı parçalarda tabii ki caz unsurlar kullandık. Mesela “Keklik İdim Vurdular” öyle.

Benimle ilgili bu caz algısı da değişmiyor bir türlü. Ben bir caz şarkıcısı değilim. Bunu yıllardır söylüyorum. Yaptığım müzikte hicaz da kullandım, rock da yaptım, funk rnb, soul, groove elementlerini de kullandım. Bana caz şarkıcısı denirse, caza emek ve gönül vermiş Jülide Özçelik’ten tut da, Sibel Köse’ye, Elif Çağlar’a kadar haksızlık yapılmış olur. Çünkü onlar asıl caz müzisyeni, yorumcusu ve bestecisi…

Yazının devamını okumak için tıklayın