Kozmopolit, Çok Kültürlü, Küresel Dünya Salatası – Emre Toğrul

Küresel vatandaşlık ? Dünya küçülüyor mirim ,
Sınırlar kalkıyor, entegrasyon, bütünleşme,
Çok kültürlü kozmopolitlik; vay be ne laf…
Hepsi insana ve onun davranışına bağlı,
Ama bir de insana bak, binyıllardır aynı,
Milim sapma yok davranış ekseninden .
Nerede yetişip büyüse de, yaşasa da, aynı,
Müreffeh ya da ilkel, özgür ya da kökten bağımlı,
İnsan aynı insan, biyoloji aynı biyoloji.
İdealize edilmeye çalışılan yaşamlara rağmen,
İnsani refah ya da ıstırabın temel kaynağı,
Ortak paydamız, o aynı müzmin biyolojimiz.
Ve o aynı biyoloji içinde, durmaksızın çabalayan,
Farklı, en iyi ve ideal olduğu sanan insan-ı şaşkın.
Egoist, sınırından bihaber, empozisyon canavarı.
Sonra kozmopolit küresel çok kültürlülük!
Ne vereyim abime, ortaya şöyle karışık…

●●●●○○○○●●●●

Sorunumuzun ortak çıkmazı, zaman ve mekan.
Bu kadar farklı ve değişken mizaçlı insanın,
Bu kadar masumken canavarlaşmış ruhun,
Bu kadar kendini tanımaktan aciz kulun,
Bu kadar çaresiz hastalanan bedenin,
Bu kadar kısıtlı ve kötüye kullanılan aklın,
Aynı mekanda, mecburen bu dünyada,
Ve yine zaruri olarak bu zaman diliminde,
Beraber yaşamak zorunda olması sorun.
Çok kültürlü kozmopolit salatanın içinde,
Hem de salatanın tadını bozmadan olabilme,
Aynı tabakta, aynı öğünde, aynı mönüde.
Kaç yüzyıl ve çağ geçirmesine ve sosyal yıkımlara,
Onca tarihi dersine, doğanın acı terbiyesine rağmen,
Birbirinin tam zıttı ahlaki ve sosyal soslarla,
Asimilasyonun zırhı, eritme potası denen kapta,
Doğrayarak, kopararak, ezerek, karıştırılarak
Yapılmaya çalışılan çok kültürlü kozmopolit salata,
Ne vereyim abime, ince ince, şöyle ortaya…

●●●●○○○○●●●●

Küresel, çok kültürlü, kozmopolit dünya,
Bkz. muhteviyatı, neler yok ki içinde;
Anglo- Amerikan idealizm kuramı, göbek marulu,
Rönesansla parlatılmış eski Avrupa kaşarı, rendeli
Materyalizmle terbiye edilmiş kök insan, milyar tane!
İnsani erdemleri, ar damarları hamken itinayla ayıklanıp,
Sanal iletişim suyunda onbeş sene kısık ateşte pişmiş,
Tercihan Asya, Ortadoğu, Afrika, Güney Amerika menşeli,
İçine ince doğranmış batı teknolojisi meyveleri, boca
Hollywood stretch filmde marine, terbiyeli nasyonalizm,
Özü, çekirdeği çıkarılmış bir diş ezilmiş inançmısak,
Zihinsel ruhani doğu mistisizmi, bir tutamcık ama,
Moda üzümü , trend baharı, kuş gözü, pul petrol ,
Yanında savaş acısı, ırkçılık turşusu, sömürü dilimleri,
Yapanların yedikçe yiyesini getiren, doydukça acıktıran,
Kozmo-polikültürel küresel salata, baak!
Nasıl bişe hazırlatiim abime, mevsim, çoban ???

●●●●○○○○●●●●

Adana sıcağında kımıldanmadan duran abiye sorsan şimdi;
Bu kozmopolitan küresel çok kültürlülük ne diye?
Okkalı iki küfür arasına parantezlenmiş olarak şöyle der;
‘’ ……,Layyn couukmu gandıryürsünüz?, ……’’.
Tam bu abinin dediği gibi, ‘’bir gandıriyürlar kine bizi ’’.
Halbuki, globunu sevdiğimin dünyasında var ya,
İyi insan olabilmek o kadar basit kurallara bağlı,
Üstelik kendi kök kültürümüzde o denli net tariflenmiş ki,
Bu küresel tabaktaki salatanın hıyarı olmaya hacet yok.
Her söylenenin, niyetin ve işin altında yatan temel düşüncenin,
İnsani erdemlerden kaynaklanmasına gelip takılıyor mesele.
Bizi, o hakkın adaletinden kaynaklanan hakikate,
O varlığın yaşam hürriyetini kutsal sayan hoşgörüye,
O bilgilenmenin özündeki ahlaki sorumluluğa,
İstencimizi iyiliğe, ruhumuzu yetkinliğe götüren yollar,
Ananemizde, örfümüzde, inancımızda, toprağımızda var.
Hangi düşünce , kavram ve yol ki sizi bunlardan,
Sizi iyi insanlığın eşsiz görev bilincinden koparıyorsa,
‘’Sağol babacığım, ben almayayım, tokum’’ diyeceğiz.
Yoksa bu salatacılar var ya, Alimallah bu gandırıkçılar,
‘’Cosmopolitan, multicultural global citizenship’’ayağıyla,
Hallaç pambığı gibi attıracaklar bizi…