Sanata dair maskesiz düşünceler – Kudret Sönmez

“Eylül de geldi ya, fırından yeni çıkmış gibi sıcak ve tazecik… Şimdi dilimlemeden edemem yine mevsimleri, hazanı, hazalı, güzü, gülleri ve sanatsal gülüşleri.” diyesim vardı. Fakat, aylar önce bütün dünyanın başına üşüşen, arada bir gider gibi yapıp ensemizden ayrılmayan o malûm musibet dolanınca aklıma, eylüllere dair bütün şiirsellikler kaçıverdi kalemimin ucundan.

Neyse… Dilerseniz, “Her musibete rağmen sanat devam ediyor.” diyerek girelim bugünkü konumuza. Çünkü, bütün umutlarımızla sarılmayı bilirsek hayata, varırız yeniden hep birlikte en güzel kışlara, yazlara ve de yazılara.

***

Hem çok yönlü sanatçı, hem de enerjisi tükenmeyen bir görsel sanatlar öğretmeni olarak tanıdığımız Nermin Levent, her koşulda olduğu gibi, içinde bulunduğumuz viral dönemde de çalışmalarını aralıksız sürdürmeyi başarıyor… Sanatı, hayatının bir parçası değil de neredeyse bütünü haline getiren sanatçımız üretmeyi, öğretmeyi ve geleceğe dair düşlerini rengârenk dokumayı ihmal etmiyor. Levent, günümüzde yaşadığı güçlükleri ve ortaya koyduğu direnci şu sözlerle anlatıyor:      

“Pandemi döneminde, sanatımın benim için bir yaşam biçimi, bir nefes ve vazgeçilmez olduğunun biraz daha farkına vardım. Evden çıkamamak, hareket edememek, sağlık nedeniyle de olsa tutsak olmak gibi bir şeydi. Zor oldu… Alışmışım atölyede tuvallerim, fırçalarım, boyalarım ve öğrencilerimle baş başa kalmaya… Olmuyor evde sanatla bütünleşmek… Bir ara evin duvarlarına resim çalışmayı düşündüm. Eskizler hazırladım, vazgeçtim… Teras balkonu uygun… Kadın figürleriyle doldurdum boydan boya… Esaret uzun… Bitirdim tabii. Yine kadın figürleri etkilendiğim, içinde yaşadığım, yaşamakta olduğum alan.”

TEKNİKLER, RENKLER VE BOYUTLAR

“Resim sevdası çok çabuk toparlanmama neden oldu ve bu dönemi avantaja çevirdim olabildiğince… Büyük boyutlu tuvallere ancak sığabiliyordum ve ortam atölye dışı olduğu için küçük boyutlu resimlere başladım… Siyah beyaz tuval çalışmaları, kolajlar, asetat üzerine çalışmalar, dijital resim denemeleri… Sadece benim ve kursiyerlerimin görebildiği desenler, enstalasyon eskizleri…

Resimlerimde renklerim oldukça özgür. Bugün siyah beyaz, yarın mor kırmızı ya da sarı gri… Tuval ne isterse o… Duygularımın yön verdiği renkler…

Espas, ışık önemli bir unsur benim için, özellikle de siyah beyaz çalışmalarımda. Resimlerimde kadın ve erkek simgeleri adeta imzam olmuşlardır. Tablolarımda direkt ya da lekesel olarak görünürler… Özünde bu simgeler enstalasyon çalışmalarımın tuvale yansımaları… Modern çalışma biçimim enstalasyonlarımda çağdaş sanata dönüşürler. Sosyal içerikli, özellikle kadın konularına yer veriyorum… Uygun yer ve zamanda farklı yerleştirmeler düşünüyorum.”

SANATSAL BULUŞMALAR

“Pandemiden bir hafta önce Korart Galeri’de düzenlediğim enstalasyonu, sağlık kısıtlamaları nedeniyle tüm izleyenlerimle buluşturamadım.

Pandemi dönemi internet ortamında, sanat sergileri ve söyleşileriyle buluştuk zaman zaman… İnternet üzerinden sanatsal paylaşımlarda bulunsak da, yaşamak, hissetmek başka bir şey sanatı. Umarım sergileri rahatça gezebileceğimiz, rahat rahat sanatı yaşayabileceğimiz zamanlarımıza dönebiliriz…

Pandemi süreci içinde yurtdışı sergileri zor… Yurtdışına giriş çıkışların sağlık anlamında daha güvenilir olması gerekiyor… Yurtiçi sergiler bu şartlarda tatsız, heyecansız… Sergiler ileri tarihlere atılmış durumda. Tiyatrolar, fuarlar, konserler, sinema… Kısacası, büyük bir topluluk kitlesine sahip olan sanat etkinlikleri netlik kazanmıyor.

Yapabileceğimiz her şey internetle sınırlı… Bazı gruplar, müzayedeler oluyor bu yolla. Uygun bulduğum projelere katılıyorum tabii ki… Bu projeler içinde en önemlisi, Türkiye Eğitim Vakfı ve Portakal Çiçeği Sanat Kolonisi’nin düzenlemiş oldukları ‘Bulaşıcı Olan İyiliktir’ sloganıyla korona kahramanlarına destek projesi… Bu projeye katılan sanatçıların resimleri açık arttırma biçiminde satışa sunulacak. Geliri, koronadan vefat eden sağlık çalışanlarının çocuklarının eğitiminde burs olarak kullanılacak.

Sanatın iyileştirici ve bağlayıcı gücüne her zaman ihtiyaç var. Pandemi döneminde bu durum daha çok belirginleşti. Sanal da olsa sanat tek tuş darbesiyle evlerimize kadar girmeye başladı. Bir ucundan diğer ucuna müzeler gezildi. Resim alanında sanal müzayedeler daha fazla görünür oldu.

Bana göre sanal sanat, beş duyu organımızla adeta yaşayarak izlediğimiz sanatın yerini tutamayacak. Tabii, pandemi döneminde sanata katkısı da yadsınamaz. Sanatın değişimine şahitlik ediyoruz aslında.

Nihayet özel ve 3 – 4 kişilik programlarla atölyede derslere başladım. Özlemişiz birbirimizi… Sanat evimde çalışmalarıma devam etmek, maske, hijyen, mesafe olsa da öğrencilerimle bir arada olmak mutlu ediyor.

Yarın sergim var gibi resim çalışıyorum ya da enstalasyon eskizleri çıkarıyorum… Atölyem… Sanat… Nefes aldığım alan… Maskesiz, mesafesiz, sağlıklı günlerde buluşmak dileğim.”