Sanatta üçüncü dalga! İstanbul’da sanat neden ‘patladı’?

İstanbul eylül ayıyla birlikte sanat alanında çok önemli bir viraj alıyor. Art arda açılan müzeler, bienal, sanat fuarı, fuar anlamına gelen sergiler ve öteki yan etkinliklerle birlikte bakınca İstanbul yeniden (hem beklenen hem de beklenmeyen şekilde) dünya sanat haritasına oturdu. Ne anlama geliyor bu açılım, nereden kaynaklandı? Bu soruyu serinkanlılıkla irdelemeli. Çünkü hiçbir şey bir çırpıda olmadığı gibi nedensiz bir oluşum da söz konusu değil.

Yakın dönemde, yani 1980 sonrasında İstanbul’da sanatın iki büyük yükselen dalgasına tanık olduk. İlki, 1980’den hemen sonraydı. Özal döneminin getirdiği dışa dönük politikalar yeni bir zengin kuşağı yaratmıştı. Özal muhafazakâr bir politikacıydı ama Türkiye’nin Tanzimat ve Cumhuriyet sonrasında girdiği Batılılaşma kulvarının bütün değerlerini kabul etmişti. Döneminde zengin olanlar, servet edinenler de Batı’yla çelişkisi olmayan, onu benimsemiş isimlerdi ve Cumhuriyet dönemi elitlerinin galiba son halkasıydı. Bunlar aileleri, babaları da zengin olan Cumhuriyet burjuvazisinin çok iyi yetişmiş insanlarıydı.

Sanatta üçüncü dalga İstanbul’da sanat neden ‘patladı’
Hasan Bülent Kahraman

Bienalin ne olduğunu bilmiyorduk

O insanlar, o kuşak koleksiyonculuğa yöneldi. Halil Bezmen’den Ali Koçman’a, Erol Aksoy’a kadar isimler sanat dünyasına yeni bir soluk getirdi. Böylece sanat yaşamında ilk kez bu boyutlarda görülen bir galericilik başladı. Koleksiyoncu, galerici, sanatçı üçlüsü bu düzeyde ve derinlikte ilk kez bütünleşiyordu. Galeri Baraz o dönemin kurucu isimlerinden biridir. Ekonomik bunalımlara koşut olarak bu dalga sürekli bir iniş gösterdi ve nihayet 1998-99 kriziyle birlikte sona erdi. Koleksiyonlar dağıldı, o dönemin galerileri kapandı.

Aynı dönemde yani 1980 sonrasında anaakım ve daha ziyade bizim klasik ve modern resmimize seçenek olarak yeni bir sanat anlayışı boy gösteriyordu. İstanbul Bienali ilk kez 1987 yılında düzenlendi. Bugünkü anlamına, önemine henüz sahip değildi. Bu bienalin değil, izleyen çevrenin sorunuydu. Bienalin ne olduğunu bilmiyorduk. Hızla gelişti ve dünyanın en önemli etkinliklerinden biri olarak bu yıl 16’ncı edisyonunu gerçekleştiriyor.

Yazının devamını okumak için tıklayın